top of page

The Strategist Not Traditional But Futurist 😎

Güncelleme tarihi: 17 Tem 2024

Giderek daha belirsiz, karmaşık, stresli bir hale gelen dünyaya ayak uydurmak zorundayız. Sürekli yeni gelişmeleri takip etmek, raporları okumak, lansmanları takip etmek ve bir yandan da yapay zekayı işimize nasıl entegre edeceğimizin yollarını bulmalıyız. Bir an durup soluklansak herkes bizim önümüze geçecekmiş ve bitiş kurdelasını göğüsleyecekmiş biz de arkasından bakakalcakmışız gibi bir ruh halindeyiz. Daha fazla endişelendirmek istemem ama bir bitiş çizgisi yok üstelik! Böyle bir dünyada organizasyonlar hızlı teknolojik değişimler, değişen piyasa dinamikleri ve evrilen toplumsal beklentiler arasında yol almak zorundadır. Son zamanlarda Gelecek Çalışmaları veya Fütüroloji yeni nesil bir stratejik ilerleme için ortaya çıktı ve bir disiplin halini aldı. 

Gelecek çalışmaları, mümkün, olası ve tercih edilen geleceklerin sistematik olarak keşfedilmesini içerir. Geçmiş eğilimlerin uzatılmasına dayanan geleneksel tahminlerden farklı olarak, gelecek çalışmaları, yıkıcı değişiklikler ve olasılığı düşük olaylar da dahil olmak üzere daha geniş bir olasılık yelpazesini kapsar. Bu çalışmalar için bir kaç metod paylaşacağım tabiki ama önce önemli bir kavramdan bahsetmek istiyorum. 

Weak Signals ( Zayıf Sinyaller)

Zayıf sinyaller, gelecekte önemli değişikliklere yol açabilecek erken ve genellikle belirsiz göstergelerdir. Bu sinyaller, şu anda belirgin olmayan veya geniş bir kitle tarafından fark edilmeyen eğilimleri ve gelişmeleri temsil eder. Genellikle zayıf ve belirsiz olmaları nedeniyle ana akım tarafından göz ardı edilirler, ancak doğru analiz edildiklerinde stratejik avantajlar sağlayabilirler. (Gözlüğümüzü taktığımız ve kameralara gülümsediğimiz an burası) 😎

Peki zayıf sinyalleri tespit etmek bize hangi avantajları sağlar? 

İlk olarak değişimi öngörmek, beklenmedik gelişmeler tarafından hazırlıksız yakalanmaktan kaçınmamızı sağlar. 

Çevikliği arttırmak, yani daha esnek daha dayanıklı ve yeni koşullara hızlı bir şekilde uyum sağlamaya teşvik eder.

Gelecek odaklı içgörülere dayanan stratejik kararlar, belirsizlikle ilişkili riskleri azaltarak daha sağlam ve sürdürülebilir olma eğilimindedir.

Çeşitli gelecek senaryolarını keşfederek, yenilik ve büyüme için yeni fırsatlar belirleyebiliriz. 

Zayıf Sinyallerin öneminden bahsettiğime göre bir kaç metod sözümü tutayım.

İlk olarak bence en havalısı olan Horizon Scanning ( Ufuk Taraması) ‘den bahsedeyim. 

Ufuk taraması, bir organizasyonun geleceğini etkileyebilecek önemli gelişmelerin erken işaretlerini sistematik olarak aramayı içerir. Kilit adımlardan ilki bilgi toplama aşamasıdır. Bu aşamada akademik araştırmalar, sektör raporları ve uzman görüşleri gibi geniş bir kaynak yelpazesini kullanarak yeni eğilimleri ve zayıf sinyalleri belirlemeliyiz. Bu verileri değerlendirerek önemli gelecek gelişmelerini gösterebilecek kalıpları ve eğilimleri belirlemeliyiz bilmiyorsak da bir an önce öğrenmeliyiz. Belki bunu bir projeye dönüştürüp şirket içindeki gönüllü katılımcılarla ilerletebiliriz. Son olarak bu eğilimlerin organizasyon üzerindeki potansiyel etkisini değerlendirerek stratejik planlamaya dahil etmeliyiz ve bunları yaparken paydaşlarla hemfikir olana kadar tekrar tekrar değerlendirmeliyiz. Google, HSBC, Nestle gibi sektörlerine öncülük eden şirketler, gelecekteki belirsizliklerle başa çıkmada ve stratejik avantaj sağlamada hayati bir araç olarak Ufuk Taraması Metodolojisini kullanırlar. 

Ne güzel bir paragrafta anlattım değil mi? Tabiki yaparken bu kadar kısa sürmeyecektir. Her zaman işimin %90 ‘ının araştırma yapmak olduğunu söylerim, %5’i sunum hazırlamak, son kalan %5’i sunmak. Yani çokça okuma, daha çok soru sorma , daha da çok inceleme…


Şimdi sıra en etkili (bence) ve proje yönetir gibi yönetebileceğiniz Delphi Yöntemine geldi. Gelecekteki gelişmeler hakkında fikir birliğine varmak için kullanılan yapılandırılmış bir iletişim tekniğidir. Bu yinelemeli süreç, uzmanların içgörülerini ortaya koydukları ve meslektaşlarından geri bildirim alarak tahminlerini iyileştirdiği birden çok anket turlarından oluşuyor. Google Form üzerinden oluşurabileceğiniz anketleri geliştirmek, veri toplamak ve analiz etmek oldukça pratik oluyor. İlk olarak amaç ve kapsam bir cümle ile belirleniyor. Anketin ilk tur sorularını belirleyeceğiz ama önce kategorize etmek gerekiyor. Projenin vizyonu ve hedefleri, yapay zeka ve dijital teknolojiler gibi… Genel sorular ve sonra detaylı sorularla ilk tur anketi oluşturuyoruz ve paydaşlara gönderiyoruz. (Bir deadline veriyoruz yoksa asla geri gelmeyebilir.) Gelen cevapları analiz ediyoruz, ortak görüşleri ve farklılıkları belirliyoruz. İlk tur sonuçlarına dayanarak, anket soruları rafine ediyoruz soruları detaylandırabileceğimiz gibi yeni sorular da ekleyebiliriz. Kesin kurallar yok ihtiyaca göre şekillendiriyoruz. Ve ikinci tur için yeniden gönderiyoruz. Bu süreç, katılımcılar arasında bir konsensüs sağlanana kadar tekrar, tekrar  yapılıyor. 

Bu yöntem de bize erken uyarı sistemi sağlar, erken fark edilen eğilimler, şirketlere stratejik planlamada rakiplerinden önce harekete geçme fırsatı verir. Belirsizlikleri ve potansiyel tehditleri önceden belirleyerek, risklerin daha etkili bir şekilde yönetilmesini sağlar. 

Sonuç olarak strateji belirlerken ben yüzümü geleceğe döndürme taraftarıyım. Mevcut geleneksel stratejileri uygulamak kötü bir fikir demiyorum çünkü haddime değil. Sadece belki de bu seferlik yeni şeyler denemeye ne dersiniz? Hiç tatmadığınız bir top dondurma veya Delphi Anketi?

Gelecek çalışmalarına ait bir yöntem olarak bir sonraki yazıda Senaryo Planlama’dan uzunca bahsedeceğim.


Yorumlar


acikyuvartasarimodaklidusunme.png

AÇIKYUVAR

bottom of page