İyi ve Kötü Arasındaki İnce Çizgi
- B U S R A K O L L A K
- 25 Haz 2024
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 17 Tem 2024
Yaşamımız boyunca günlük kararlarımızdan büyük etik sorunlara kadar pek çok durumda karşı karşıya kalırız: İyi ile kötü arasındaki sınır nerede çizilir?
Bu soru bizi bireysel değerlere, kültürel farklılıklara ve normlara en nihayetinde de bağlam hakkında derin düşüncelere götürür…
İyi ve kötü arasındaki sınır, büyük ölçüde bireylerin ve toplumların sahip olduğu değerlere dayanır. Değerler, bireylerin davranışlarını, seçimlerini ve etik normlarını şekillendirir. Örneğin, dürüstlük, adalet, merhamet gibi evrensel değerler genellikle "iyi" olarak kabul edilirken, yalan, haksızlık, acımasızlık gibi karşıtı değerler "kötü" olarak algılanabilir.
Değerlerden sonra kültürel farklılıklar karşılar: bazı kültürlerde ailenin onuru ve toplumsal düzen önemliyken, diğer kültürlerde bireysel özgürlük ve yenilikçilik daha fazla değer görebilir.
Peki ya bağlam?
İyi ile kötü arasındaki sınırı belirlemek için bağlam da kritik bir rol oynar. Bir eylemin sonucu, niyeti ve çevresel koşulları, o eylemin değerlendirilmesinde önemlidir. Örneğin, birini kurtarma niyetiyle yapılan bir yalan, zarar verici olabilecek bir durumu önlemek için etik olarak kabul edilebilir olabilir. Aynı eylemin bağlamı değiştiğinde ise, zarar verici bir sonuç doğurabilir.
İlla sınır çizmek zorunda mıyız?
İyi ve kötü arasındaki sınır, genellikle birbirlerine zıt gibi görünse de, gerçekte birbirlerine bağlıdır ve birbirlerini tamamlarlar. Burda İyi - kötü kavramlarına üçgen, kare ve çember perspektiflerinden bakmak ilginç bir yaklaşım olabilir. Bu fikri ilk duyuşumun üstünden 10 yıldan fazla zaman geçti. Ne zaman eleştirirken bulsam kendimi herkesin farklı zihinlere sahip oldukları dolayısıyla farklı pencerelerden, farklı hayatlara baktıkları aklıma gelir. Kendime çeki düzen verme ihtiyacı duyarım ki buna da ihtiyaç vardır elbette!
Her bir şeklin farklı özellikleri ve sembolik anlamları var. Kısaca değinmek gerekirse:
Üçgen Perspektif: İnanç - dogmatizm
Üçgen zihinler, güçlü bir inanç sisteminden güç alırlar. Bu inançlar, dini, ideolojik veya kişisel olabilir ve kişinin dünya görüşünü şekillendirir. Dogmatik düşünce, sorgulanmadan kabul edilen ve eleştiriden uzak tutulan fikirleri içerir. Kalıplar ve kategoriler üzerinden düşünür. Bu zihin yapısı, “İyi = iyi, kötü = kötüdür, ötesi yoktur.” gibi keskin ve net ikilikler üzerine kuruludur. Bu tür düşünce, esnekliğe ve gri alanlara çok az yer bırakır.
Kare Perspektif: Şüphe - Septisizm
Kare zihinler, doğal olarak sorgulayıcıdır. Her şey şüpheyle değerlendirilir ve sorgulanır. Septisizm sürekli olarak bilgi ve inançları test eder. Kesin bilgiye ulaşmanın zor olduğunu kabul eder. Kare zihniyet, ikiliklerin varlığını kabul eder ancak bunların mutlak olmadığını bilir. Buna rağmen, bu ikiliklerin tamamen ortadan kalkamayacağını düşünür. Yani, her zaman bazı zıtlıklar ve karşıtlıklar olacaktır, ancak bunlar tamamen çözülemez.
Çember Perspektif: Güven - Nesnel Bilinç
Çember, süreklilik, döngüsellik ve bütünlük sembolüdür. Hem kendine hem de evrene karşı derin bir güven duyar. Bu güven, kişinin açık fikirli ve esnek olmasını sağlar. Çember zihinler nesnel gerçekliğe dayalıdır, duygusal veya kişisel önyargılardan bağımsız olarak olguları değerlendirir. Çünkü, olayların birbiriyle ilişkili olduğunu ve zaman içinde nasıl değişebileceğini bilirler veya içgüdüsel olarak yaparlar. İyi ve kötü aslında tek bir madalyonun farklı yüzlerini ifade eder. Bu perspektif, zıtlıkların aslında birbirini tamamladığını ve tek bir bütünün farklı yönlerini temsil ettiğini savunur.
Her halükarda iyi ve kötü bir dilemmadır. Dilemma mı, Paradox mu?
Dilemma Olarak: İyi ve kötü arasındaki seçimler genellikle iki karşıt seçenek arasında zorlu bir karar verme sürecini ifade eder. Örneğin, etik ikilemler, kişinin doğru ve yanlış arasında seçim yapmasını gerektirir ve her iki seçeneğin de kendine özgü olumlu ve olumsuz sonuçları olabilir. Bu durumda, iyi ve kötü arasındaki seçim bir dilemmadır.
Paradoks Olarak: Paradoks, yüzeyde çelişkili veya mantıksız görünen, ancak derinlemesine incelendiğinde daha derin bir anlam veya gerçeği ortaya çıkaran durumlardır. "Her halükarda iyi ve kötü bir dilemmadır" ifadesi, derinlemesine incelendiğinde bir çelişki içermez. İyi ve kötü arasındaki seçimler genellikle karmaşık ve zorlu olabilir, ancak bu durum mantıksız ve çelişkili değildir; bu, hayatın bir gerçeğidir.
Hepimiz hayatımızın bazı dönemlerinde çeşitli ikilemlerde kalmışızdır. Dilemmalar, düşünme becerilerini geliştirmeye ve alternatif çözüm yollarını keşfetmeye yardımcı olur. Nasıl mı? Seçenekler arasında sıkışıp kalmak, farklı bakış açılarını değerlendirmemizi sağlar ve çözüm arayışında yeni yollar keşfetmemize olanak tanır. Kendi değerlerimizi ve önceliklerimizi anlamaya yönlendirirken, başkalarının bakış açılarını anlamamıza ve empati kurmamıza yardımcı olur. Zorlu seçimlerle karşılaşmak, eleştirel düşünme ve problem çözme yetilerimizi güçlendirir.
Birkaç mantıklı örneğe bakalım ve sonra biraz saçmalayalım:)
Örnek 1: Sağlık ve Zevk
Sağlığınız için zararlı olduğunu biliyor olmanıza rağmen, lezzetli ama sağlıksız yiyecekleri tüketmek arasında bir seçim yapmanız gerekiyor.
Örnek 2: Aile ve kariyer
Kariyeriniz için bir iş teklifi alırsınız ancak bu ailenizden uzakta yaşamayı gerektirir. Ailenizle zaman geçirmek ve onlarla olmak arasında bir seçim yapmanız gerekiyor.
Örnek 3: Çevre ve maliyet
Bir şirket, çevreyi korumak adına üretim süreçlerini değiştirmeyi düşünüyor ancak bu, ekonomik olarak maliyet artışına neden olacak. Çevre koruması ve ekonomik büyüme arasında bir seçim yapılması gerekiyor.
Örnek 4: Hep Şarkı Söyleyerek Konuşmak mı? Hep Dans Ederek Yürümek mi?
Her konuştuğunuzda şarkı söylemek zorunda mı kalsanız yoksa her adımınızda dans ederek yürümek mi? Bu eğlenceli dilemma, günlük hayatınızı nasıl değiştirirdi? ( Çocuklarımıza da soralım mı;) )
Örnek 5: Sonsuz Pil mi? Sonsuz WiFi mi?
Elektronik cihazlarınızın pilinin hiç bitmemesi mi yoksa her yerde mükemmel WiFi bağlantısına sahip olmanız mı? Hangisi hayatınızı daha çok kolaylaştırırdı?
Dilemmalar, sadece etik veya kişisel karar verme süreçlerinde değil, aynı zamanda eğlenceli ve düşündürücü durumlarda da karşımıza çıkabilir. Onlarla dalga geçmek, günlük yaşamımıza bir nebze eğlence katarken, aslında daha derin düşünmemize ve farklı bakış açıları geliştirmemize de olanak tanır. İyi ve kötü arasındaki ince çizgiyi anlamak, bu çizginin aslında ne kadar esnek ve bağlama bağlı olduğunu kabul etmekle başlar.
Comments